Uluslararası krizler genel olarak makro ölçekli ve çok sayıda devletin -bu arada bölgesel ve/ya uluslararası örgütün “taraf” olarak müdahil olduğu krizlerdir. Genel olarak uluslararası sistemde saldırgan nitelikli bir davranış sergileyen devletin fiili durumu tek yanlı değiştirmeye yönelik bir davranışının savunmacı tarafça tehdit olarak algılanmasıyla başlayan ve diplomatik-siyasi girişimlere rağmen çözümlenemeyerek tırmanan krizlerdir. Saldırgan tarafın yaratmış olduğu tehditin şekli ve yoğunluğuna bağlı olarak başlangıçta olaya doğrudan müdahil olmayan üçüncü aktörler tırmanma sürecinde olaya müdahil olarak bölgesel ve uluslararası bir krizi çözmeye çalışırlar. Kriz yönetimi açısından diplomatik-siyasi girişimlerin sonuçsuz kalması durumunda BM kararlarına dayanarak saldırganın caydırılması ve/ya kuvvet kullanarak geri adım atmaya zorlanması gibi değişik enstrümanların kullanılması mümkündür.
En güncel ve belirgin örneği ile Irak’ın Kuveyt’e saldırarak bu ülkeyi ilhak ettiğini ilan etmesiyle başlayan kriz bu nitelikte bir krizdir.
 
Araştırmamızda “uluslararası kriz” tanımına uyan krizler, Türkiye’nin nasıl bir dış politika karar alma ve kriz yönetim sürecine sahip olduğu inceleme dışı tutulmuştur. İlerleyen süreçte bu tür krizlere ilişkin inceleme ayrı bir araştırma projesi olarak değerlendirilecektir.